- Katılım
- 8 Eyl 2018
- Mesajlar
- 1,257
- Tepkime puanı
- 1,734
- Puanları
- 0
- Yaş
- 32
- Konum
- İstanbul
- Cinsiyet
- Kadın
Çamaşır Suyunun Tehlikeleri
Çamaşır suyu, birçok insan için tüm temizlik maddelerinin en başında geliyor. Temizlikteki faydaları saymakla bitmeyen çamaşır suyunun kokusu pek hoş olmasa da birçok insan %100 hijyen için çamaşır suyundan başka ürüne güvenmiyor.
Bir damlasıyla bile hijyen yarattığı bilinen çamaşır suyunu beyaz çamaşırlarda leke çıkarmak için, yüzeyleri beyazlatmak veya hijyen sağlamak için birçok alanda kullanıyoruz. Ancak son yıllarda yapılan araştırmalara göre çamaşır suyu hijyen için hem tek çare değil, hem de sağlığımıza ve doğaya önemli miktarlarda zarar veriyor.
Bildiğimiz gibi, bulaşık veya çamaşır deterjanlarından yüzey temizleyicilere kadar birçok üründe çamaşır suyu katkısı bulunuyor. Çünkü tüketicilerin çok büyük çoğunluğu temizlik konusunda sadece çamaşır suyuna güveniyor.
Türkiye, çamaşır suyu tüketimi konusunda dünya liderlerinden biri. Bu tüketime hem saf çamaşır suları, hem de çamaşır suyu katkılı diğer temizlik malzemeleri de dahil. Her 100 evden 85’inde çamaşır suyu kullanılıyor ve her ev yıllık ortalama 3 kg çamaşır suyu kullanıyor. Oysa gelişmiş dünya ülkelerinde çamaşır suyu tüketimi oldukça düşük.
Bilinen en zararlı kimyasallardan olan Sodyum Hipoklorit çamaşır suyunun ana maddesi ve şu an çamaşır suyunu ilk üreten firmanın bile üretimi durdurduğu biliniyor. Çamaşır suyunun veya çamaşır suyu katkılı ürünlerin içeriğinde bulunan organik bileşikler kullanım esnasında havaya karışarak kanserojen bir etki yaratıyor. Aynı zamanda açığa çıkan kloroform ve karbon tetraklorür gibi maddeler hem kanser riskini arttırıyor hem de akciğer solunum yollarında hasara neden oluyor.
Tüm bunların yanı sıra doğada bulunan ve geri dönüşümü sağlayan yararlı bakterileri de yok eden çamaşır suyu aslında hijyen için tek çare değil. Piyasada çamaşır suyuna alternatif birçok doğal madde bulunurken hijyen tutkusu nedeniyle aslında kendimize, çocuklarımıza ve doğaya zarar veriyoruz.
Çamaşır suyu, birçok insan için tüm temizlik maddelerinin en başında geliyor. Temizlikteki faydaları saymakla bitmeyen çamaşır suyunun kokusu pek hoş olmasa da birçok insan %100 hijyen için çamaşır suyundan başka ürüne güvenmiyor.
Bir damlasıyla bile hijyen yarattığı bilinen çamaşır suyunu beyaz çamaşırlarda leke çıkarmak için, yüzeyleri beyazlatmak veya hijyen sağlamak için birçok alanda kullanıyoruz. Ancak son yıllarda yapılan araştırmalara göre çamaşır suyu hijyen için hem tek çare değil, hem de sağlığımıza ve doğaya önemli miktarlarda zarar veriyor.
Bildiğimiz gibi, bulaşık veya çamaşır deterjanlarından yüzey temizleyicilere kadar birçok üründe çamaşır suyu katkısı bulunuyor. Çünkü tüketicilerin çok büyük çoğunluğu temizlik konusunda sadece çamaşır suyuna güveniyor.
Türkiye, çamaşır suyu tüketimi konusunda dünya liderlerinden biri. Bu tüketime hem saf çamaşır suları, hem de çamaşır suyu katkılı diğer temizlik malzemeleri de dahil. Her 100 evden 85’inde çamaşır suyu kullanılıyor ve her ev yıllık ortalama 3 kg çamaşır suyu kullanıyor. Oysa gelişmiş dünya ülkelerinde çamaşır suyu tüketimi oldukça düşük.
Bilinen en zararlı kimyasallardan olan Sodyum Hipoklorit çamaşır suyunun ana maddesi ve şu an çamaşır suyunu ilk üreten firmanın bile üretimi durdurduğu biliniyor. Çamaşır suyunun veya çamaşır suyu katkılı ürünlerin içeriğinde bulunan organik bileşikler kullanım esnasında havaya karışarak kanserojen bir etki yaratıyor. Aynı zamanda açığa çıkan kloroform ve karbon tetraklorür gibi maddeler hem kanser riskini arttırıyor hem de akciğer solunum yollarında hasara neden oluyor.
Tüm bunların yanı sıra doğada bulunan ve geri dönüşümü sağlayan yararlı bakterileri de yok eden çamaşır suyu aslında hijyen için tek çare değil. Piyasada çamaşır suyuna alternatif birçok doğal madde bulunurken hijyen tutkusu nedeniyle aslında kendimize, çocuklarımıza ve doğaya zarar veriyoruz.