Bu yaptığını Allahü Tealâ görüyor!

Bişr-i Hafî hazretleri evliyanın büyüklerindendir. Nâfile hacca gideceklerden bir kimse, ona vedâ için geldi ve; “Ben hacca gidiyorum, bir emriniz var mı efendim?” deyince; “Ne kadar harçlığın var?” diye sordu. “İki bin dirhem harçlığım var” diye cevap verdi. Bişr-i Hâfî hazretleri: “Hacca gitmekle zühdü mü, yoksa Kâbe’ye olan aşkını mı, yoksa Allah rızâsını mı kastediyorsun?” diye sorunca, adam; “Allah rızâsını kastediyorum” dedi. Bunun üzerine Bişr-i Hâfî hazretleri; “O halde evinde dururken, Allah’ın rızâsını kazandıracak bir şeyi sana söylersem, yapar mısın?” deyince; “Evet yaparım” karşılığını verdi. Bunun üzerine Bişr-i Hâfî hazretleri; “O halde sen bu iki bin dirhemi, borcunu ödeyemeyen bir fakire, yiyeceği olmayan bir yoksula, nüfusu kalabalık, geçimi dar olan bir âileye, yetimi sevindiren bir yetim bakıcısına ve bunlar gibi on kişiye yirmişer dirhem ve hattâ istersen hepsini bunlardan birine ver. Zîrâ Müslümanı sevindirmek, düşkünlere el uzatmak, sıkıntıyı gidermek ve zayıflara yardım etmek, nâfile olarak yapılan yüz hacdan daha sevaptır. Kalk da dediğim gibi yap. Şâyet böyle yapmak istemiyorsan asıl kalbinde olanı bana söyle” dedi. Vedâya gelen kimse; “Doğrusu kalbimde hacca gitmek tarafı kuvvetlidir” dedi. Bunun üzerine Bişr hazretleri gülümseyerek adama döndü ve; “Servet, şüpheli şeylerden kazanıldığı takdirde, nefs, kendi arzularından birinin yerine getirilmesini ve sâlih ameller yaptığını göstermek ister. Halbuki Allahü teâlâ, yalnız muttakîlerin, haramlardan sakınanın amelini kabul eder” buyurdu...

“SANA NE OLDU?”
Adamın biri elinde bıçak ile bir kadına musallat oldu. Güçlü olduğu için kimse adama engel olamıyordu. Kadın çırpınıp duruyordu. Bu esnâda Bişr-i Hâfî rahmetullahi aleyh hazretleri oradan geçmekte idi. Adama iyice yaklaşıp bir şey söyledi. Adam birden yere düştü. Kadın kurtuldu. Etrâfındakiler adamın yanına gittiler ve adamın zor nefes aldığını gördüler. “Sana ne oldu?” diye sorulunca, adam; “Bilmiyorum, ihtiyar zât bana;
-Senin bu yaptığını Allahü teâlâ görüyor, deyince, ayaklarımın bağı çözüldü ve gördüğünüz gibi yere düştüm. Bu zât kimdir?” dedi. “Bişr-i Hâfî hazretleridir” dediler. Bunun üzerine adam; “Eyvâh ben onu bir daha nasıl göreceğim” dedi ve kuvvetli bir sıtma hastalığına yakalanarak kısa bir zaman içinde öldü...
 
Üst
Alt