- Katılım
- 19 Ağu 2017
- Mesajlar
- 1,101
- Tepkime puanı
- 326
- Puanları
- 0
- Cinsiyet
- Kadın
Dr. Ayşegül Çoruhlu alkali beslenerek kanser ve depresyon gibi hastalıklardan, yaşlanmanın etkilerinden, bel çevresindeki kilolardan ve selülitten kurtulmanın mümkün olabileceğini anlattı
Alkali Diyet” kitabının yazarı Klinik Biyokimya ve Anti-Aging Uzmanı Dr. Ayşegül Çoruhlu ile Nişantaşı’ndaki muayenehanesinde buluştuk ve bugünlerde çok moda olan alkali diyetin
ne olduğunu konuştuk. Çoruhlu, alkali diyetin aslında kanser, kolesterol, osteoporoz gibi hastalıklara; selülit gibi problemlere neden olan asidik toksinlerin bir panzehiri olduğunu söyledi. Çoruhlu’ya göre alkali diyet ile sağlıklı kilo vermek, yaşlanmanın etkilerini geciktirmek ve hastalıklardan korunmak mümkün. Doğru beslenmenin reçetesini ve vücut asitliğimizi ölçme testini de bizle paylaşan Çoruhlu, “Asitlenmekten korunun!” diyor.
Alkali diyet nedir?
Alkali diyet, diyet sözcüğünün çağrıştırdığı gibi bir kısıtlama değildir. Aksine, vücuda alınan, alkali oluşturan besinlerin miktarının asit oluşturanlardan daha fazla olmasını sağlayan bir “ekleme
ve dengeleme” diyetidir.
Asidik besinler neden zararlıdır?
Asitlerle kastedilen vücuttaki toksinler, artıklardır. Mesela idrarımız asittir. Terle, idrarla, dışkı ve nefesle hep asit artıkları atarız. Hücrelerimiz için en ideal ortam asit artıklardan arınmış, hafif alkali bir ortamdır. Artan asitlenme önce kilo problemlerine sonra diğer hastalıklara zemin hazırlar.
“İnatçı bel bölgesi kilolarının sebebi asitli yiyecekler”
Sağlıklı kilo vermek için asit-alkali dengesi nasıl olmalı?
Esasında inatçı bel bölgesi kilolarının temelinde, vücuttaki fazla asit yükünün atılamamış olması yatar. Kilo kaybetmek isteyen bir kişi yüzde 20 asitlendiren yiyecekleri, yüzde 80 alkali yapan yiyecekler tüketilmelidir. Alkali yiyecek oranını artırarak daha hızlı, sağlıklı ve kalıcı kilo vermek mümkündür.
Yasaklı olan asitli yiyecekler neler?
Hazır gıdalar, işlenmiş etler, basit şekerli besinler, şekerli-kolalı içecekler, kızartmalar, cipsler, kömür ateşinde pişirilmiş yiyecekler, beyaz undan yapılmış besinler, tüm işlenmiş unlar, sağlıksız yağlar, katkı maddeleri, hormonlu ürünler...
Alkali diyete göre nasıl beslenmeliyiz?
Tüm sebzeler salata olarak veya ızgara, haşlama, zeytinyağlı olarak bolca tüketilmelidir. Badem, ceviz gibi kuruyemişler ve zencefil, zerdeçal, tarçın gibi baharatlar beslenmede olmalıdır. Lor peyniri ve kefir faydalıdır. Soğuk deniz balıkları ve baklagiller iyi seçeneklerdir. Meyveler iyi antioksidanlardır. Zeytinyağı en iyi yağ seçimlerindendir. Omega 3 vücudun en çok ihtiyaç duyduğu yağdır ve Omega 3 yağı tüketerek kilo vermek ve sağlığı korumak mümkündür. Elbette
bolca alkali su içilmelidir.
Alkali diyeti herkes uygulayabilir mi?
Alkali diyet mevcut en sağlıklı beslenme şeklidir; çocuk, yaşlı
herkes için uygundur. Hatta alkali beslenmeye ne kadar erken başlarsak o kadar iyi çünkü alkali beslenmenin, yaşlanmanın etkilerini engelleyici anti-aging özelliği de vardır.
Testi cevaplayarak ne kadar asitli olduğunuzu ölçün
* Sigara içiyor musunuz?
* Kolalı veya şekerli hazır içecekler tüketir misiniz?
* Günde dörtten fazla çay/kahve içiyor musunuz?
* Haftada iki defadan fazla kırmızı et tüketiyor musunuz?
* Haftada iki defadan az balık tüketiyor musunuz?
* Günlük su tüketiminiz iki litreden az mı?
* Sık sık tatlı yeme ihtiyacı duyuyor musunuz?
* Günlük olarak sebze tüketiminiz iki öğünden az mı?
* Yemek sonrası şişkinlik, gaz ve hazımsızlık şikayetleriniz var mı?
* Kabızlık şikayetiniz var mı?
* Ağız kokusu ve ter kokusu problemleri yaşıyor musunuz?
* Diş eti kanaması veya diş çürüğü sorunları yaşıyor musunuz?
* Saç dökülmesi, tırnak kırılması ve cilt kuruluğu problemleriniz var mı?
* Sık sık bacaklarınıza kramp girer mi?
* Kronik sırt ağrısı çekiyor musunuz?
* İdeal kilonuzdan uzak mısınız?
* Fazla kilolarınız bel ve karın bölgesinde mi birikmiş durumda?
* Sabahları yataktan yorgun mu kalkıyorsunuz?
* Öğlen yemeğinden sonra yorgunluk ve uyku hali hissediyor musunuz?
Yukarıdaki sorulara verdiğiniz EVET sayısı doğrultusunda sonuçlarınız:
0-5 evet; hafif düzeyde asitlisiniz.
6-10 evet; asitlisiniz.
10+ evet; ileri düzeyde asitlisiniz.
“Kanser hücresi sadece asitli ortamda yaşar”
Doktor Ayşegül Çoruhlu hastalıklar ile alkali diyet ilişkisini açıklayan örnekler verdi:
* Asitli beslenmeye bağlı ürik asit artışı eklemlerde birikir ve GUT hastalığı oluşur.
* Kolesterol plakları denen durum, kandaki asitleri kan dolaşımından uzaklaştırmak için damar kenarında depolayan vücudun biçare çabasıdır.
* İnsülin duyarsızlığı dediğimiz moda ifade, alkali dengesi bozulmuş ve asitlenmiş hücre zarının insüline cevap vermemesi durumudur.
* Osteoporoz, vücudun en temel alkali yapan minerali olan kalsiyumun, fazla asitlenmeyi gidermek için depolandığı yer olan kemiklerden çalınması demektir. Osteoporozun kendisi hastalık değil sonuçtur.
* Kanser hücresi, hücre içi çöplerin yeterince temizlenmemesi ve bu artıkların hücre DNA’sına zarar vermesi sonunda oluşur. Biliyor musunuz ki kanser hücresi sadece asitli ortamda yaşar. Asitli ortam oksijensizdir.
* Asitlenme, hücre zarlarının sertleşmesine sebep olur. Oysa hücreler arası iletişim, hücre zarlarının elastikiyetine bağlıdır. Sertleşen hücre zarları sebebiyle, özellikle beyinde hücreler arası iletişim yavaşlar. Uykusuzluk, depresyon, hafıza kaybı durumlarında asitli olmanın etkisi vardır.
* Asitlerin çoğu böbrekten atıldığı için yüksek asitli idrar, idrar yolu enfeksiyonlarına, böbrek taşlarına zemin hazırlar.
* Diş çürümesi, troidin az çalışması, selülit, kilo, kalın bel, polikistik over, eklem sorunları, kronik yorgunluk ve daha pek çok rahatsızlık hücredeki asit alkali dengesinin bozulmasıyla ilişkilidir.
Alkali Diyet” kitabının yazarı Klinik Biyokimya ve Anti-Aging Uzmanı Dr. Ayşegül Çoruhlu ile Nişantaşı’ndaki muayenehanesinde buluştuk ve bugünlerde çok moda olan alkali diyetin
ne olduğunu konuştuk. Çoruhlu, alkali diyetin aslında kanser, kolesterol, osteoporoz gibi hastalıklara; selülit gibi problemlere neden olan asidik toksinlerin bir panzehiri olduğunu söyledi. Çoruhlu’ya göre alkali diyet ile sağlıklı kilo vermek, yaşlanmanın etkilerini geciktirmek ve hastalıklardan korunmak mümkün. Doğru beslenmenin reçetesini ve vücut asitliğimizi ölçme testini de bizle paylaşan Çoruhlu, “Asitlenmekten korunun!” diyor.
Alkali diyet nedir?
Alkali diyet, diyet sözcüğünün çağrıştırdığı gibi bir kısıtlama değildir. Aksine, vücuda alınan, alkali oluşturan besinlerin miktarının asit oluşturanlardan daha fazla olmasını sağlayan bir “ekleme
ve dengeleme” diyetidir.
Asidik besinler neden zararlıdır?
Asitlerle kastedilen vücuttaki toksinler, artıklardır. Mesela idrarımız asittir. Terle, idrarla, dışkı ve nefesle hep asit artıkları atarız. Hücrelerimiz için en ideal ortam asit artıklardan arınmış, hafif alkali bir ortamdır. Artan asitlenme önce kilo problemlerine sonra diğer hastalıklara zemin hazırlar.
“İnatçı bel bölgesi kilolarının sebebi asitli yiyecekler”
Sağlıklı kilo vermek için asit-alkali dengesi nasıl olmalı?
Esasında inatçı bel bölgesi kilolarının temelinde, vücuttaki fazla asit yükünün atılamamış olması yatar. Kilo kaybetmek isteyen bir kişi yüzde 20 asitlendiren yiyecekleri, yüzde 80 alkali yapan yiyecekler tüketilmelidir. Alkali yiyecek oranını artırarak daha hızlı, sağlıklı ve kalıcı kilo vermek mümkündür.
Yasaklı olan asitli yiyecekler neler?
Hazır gıdalar, işlenmiş etler, basit şekerli besinler, şekerli-kolalı içecekler, kızartmalar, cipsler, kömür ateşinde pişirilmiş yiyecekler, beyaz undan yapılmış besinler, tüm işlenmiş unlar, sağlıksız yağlar, katkı maddeleri, hormonlu ürünler...
Alkali diyete göre nasıl beslenmeliyiz?
Tüm sebzeler salata olarak veya ızgara, haşlama, zeytinyağlı olarak bolca tüketilmelidir. Badem, ceviz gibi kuruyemişler ve zencefil, zerdeçal, tarçın gibi baharatlar beslenmede olmalıdır. Lor peyniri ve kefir faydalıdır. Soğuk deniz balıkları ve baklagiller iyi seçeneklerdir. Meyveler iyi antioksidanlardır. Zeytinyağı en iyi yağ seçimlerindendir. Omega 3 vücudun en çok ihtiyaç duyduğu yağdır ve Omega 3 yağı tüketerek kilo vermek ve sağlığı korumak mümkündür. Elbette
bolca alkali su içilmelidir.
Alkali diyeti herkes uygulayabilir mi?
Alkali diyet mevcut en sağlıklı beslenme şeklidir; çocuk, yaşlı
herkes için uygundur. Hatta alkali beslenmeye ne kadar erken başlarsak o kadar iyi çünkü alkali beslenmenin, yaşlanmanın etkilerini engelleyici anti-aging özelliği de vardır.
Testi cevaplayarak ne kadar asitli olduğunuzu ölçün
* Sigara içiyor musunuz?
* Kolalı veya şekerli hazır içecekler tüketir misiniz?
* Günde dörtten fazla çay/kahve içiyor musunuz?
* Haftada iki defadan fazla kırmızı et tüketiyor musunuz?
* Haftada iki defadan az balık tüketiyor musunuz?
* Günlük su tüketiminiz iki litreden az mı?
* Sık sık tatlı yeme ihtiyacı duyuyor musunuz?
* Günlük olarak sebze tüketiminiz iki öğünden az mı?
* Yemek sonrası şişkinlik, gaz ve hazımsızlık şikayetleriniz var mı?
* Kabızlık şikayetiniz var mı?
* Ağız kokusu ve ter kokusu problemleri yaşıyor musunuz?
* Diş eti kanaması veya diş çürüğü sorunları yaşıyor musunuz?
* Saç dökülmesi, tırnak kırılması ve cilt kuruluğu problemleriniz var mı?
* Sık sık bacaklarınıza kramp girer mi?
* Kronik sırt ağrısı çekiyor musunuz?
* İdeal kilonuzdan uzak mısınız?
* Fazla kilolarınız bel ve karın bölgesinde mi birikmiş durumda?
* Sabahları yataktan yorgun mu kalkıyorsunuz?
* Öğlen yemeğinden sonra yorgunluk ve uyku hali hissediyor musunuz?
Yukarıdaki sorulara verdiğiniz EVET sayısı doğrultusunda sonuçlarınız:
0-5 evet; hafif düzeyde asitlisiniz.
6-10 evet; asitlisiniz.
10+ evet; ileri düzeyde asitlisiniz.
“Kanser hücresi sadece asitli ortamda yaşar”
Doktor Ayşegül Çoruhlu hastalıklar ile alkali diyet ilişkisini açıklayan örnekler verdi:
* Asitli beslenmeye bağlı ürik asit artışı eklemlerde birikir ve GUT hastalığı oluşur.
* Kolesterol plakları denen durum, kandaki asitleri kan dolaşımından uzaklaştırmak için damar kenarında depolayan vücudun biçare çabasıdır.
* İnsülin duyarsızlığı dediğimiz moda ifade, alkali dengesi bozulmuş ve asitlenmiş hücre zarının insüline cevap vermemesi durumudur.
* Osteoporoz, vücudun en temel alkali yapan minerali olan kalsiyumun, fazla asitlenmeyi gidermek için depolandığı yer olan kemiklerden çalınması demektir. Osteoporozun kendisi hastalık değil sonuçtur.
* Kanser hücresi, hücre içi çöplerin yeterince temizlenmemesi ve bu artıkların hücre DNA’sına zarar vermesi sonunda oluşur. Biliyor musunuz ki kanser hücresi sadece asitli ortamda yaşar. Asitli ortam oksijensizdir.
* Asitlenme, hücre zarlarının sertleşmesine sebep olur. Oysa hücreler arası iletişim, hücre zarlarının elastikiyetine bağlıdır. Sertleşen hücre zarları sebebiyle, özellikle beyinde hücreler arası iletişim yavaşlar. Uykusuzluk, depresyon, hafıza kaybı durumlarında asitli olmanın etkisi vardır.
* Asitlerin çoğu böbrekten atıldığı için yüksek asitli idrar, idrar yolu enfeksiyonlarına, böbrek taşlarına zemin hazırlar.
* Diş çürümesi, troidin az çalışması, selülit, kilo, kalın bel, polikistik over, eklem sorunları, kronik yorgunluk ve daha pek çok rahatsızlık hücredeki asit alkali dengesinin bozulmasıyla ilişkilidir.