Bilimkurgunun Kaleydoskopu – Resimli Adam İncelemesi

Fineas

Epik
Kullanıcı
Katılım
14 Mar 2018
Mesajlar
4,287
Tepkime puanı
4,885
Puanları
0
Konum
İzmir
Cinsiyet
Erkek
Ray Bradbury’nin Mars Yıllıkları‘ndan sonra, Fahrenheit 451‘den önce kaleme aldığı Resimli Adam kitabı, bu iki başyapıtın arasından sıyrılabilecek kadar başarılı bir eser. Kiralık daktilosu ile yazmaya başladığı eserlerle kısa sürede adını duyuran ve yalnızca duyurmakla kalmayıp hem fantastik kurgu hem bilimkurgu hem de korku edebiyatının önemli isimlerinden biri olmayı başaran Bradbury, 1951 yılında yazdığı Resimli Adam kitabı ile içimize işleyen öyküler bırakmayı başarıyor.

Ray Bradbury tüm eserlerinde insanın derinliklerinde yer alan duygu ve düşünceleri su yüzüne çıkarıyor. İnsanların çevrelerine verdiği zararları, açgözlülüğü ve bencilliği Resimli Adam eserindeki on sekiz öyküde de görmek mümkün. Mars Yıllıkları’nda Mars’ı kirleten, Fahrenheit 451’de kitapların yakıldığı baskıcı bir ortam yaratan insanlık, Resimli Adam’da da içindeki kötülükle ön plana çıkıyor. Tüm vücudu hareket halindeki resimlerle kaplı olan baş karakterini, dışavurumculuğun önemli temsilcilerinden olan Rouault ve Picasso’nun renkleriyle süslüyor Ray Bradbury. 1800’lü yılların sonuna doğru Gauguin, Cezanne ve Van Gogh’tan etkilenen Rouault, eserlerinde mavi rengin ağırlığını artırarak palyaçoları ve cambazları resmetmeye başlıyor. Bradbury eserlerine aşina olan okuyucular da sirklerin ve panayırların Bradbury’nin hayatındaki önemini elbette biliyordur. Vücudundaki resimlerden dolayı yalnızca panayırlarda iş bulmayı başaran Resimli Adam’ı daha sonra Will ve Jim isimli iki çocuğun gözünden Uğursuz Bir Şey Geliyor Bu Yana adlı eserde kötü karakter olarak görüyoruz.

“İlk resim titreşti ve canlandı…”
Wisconsin’de gezintiye çıkan bir gencin yolda Resimli Adam ile karşılaşması ve bedenindeki resimleri izlemesi ile başlıyor her şey. Gözlerin bir resme odaklanması ile resmin titreşip canlanması bir oluyor. Böylece on sekiz resim ve on sekiz öyküyü teker teker görmeye başlıyoruz.
En sıcak günlerde güneş altında yürürüm ki terim onları yıkayıp götürsün, güneş onları pişirip yaksın. Ama gün batımında onlar hala yerlerinde olur. Herkes resimleri görmek ister ama aslında kimse onları görmek istemez.
Tüm vücudu hareket halindeki dövmelerle kaplı olan Resimli Adam, oldukça uzun bir zaman boyunca kalıcı bir iş bulamaz. Çünkü bedenindeki lanetli resimler geleceği gösterir ve Resimli Adam’ın yanında belli bir süre geçiren kişinin kaderi de Resimli Adam’ın bedeninde görünmeye başlar. Resimli Adam’daki her öyküde modern bireyin psikolojisine ve teknolojik ilerlemenin karanlık yönlerine şahit oluyoruz. Ray Bradbury, teknolojinin getirdiği yenilikleri insanlığın gerçek yüzünü keşfetme yolunda bir araç olarak kullanıyor.
Belki de kaçma şansımız vardır. Bizi asla bulup geri getiremeyecekleri, kitaplarımızı yaktıramayacakları, düşüncelerimizi sansürleyemeyecekleri, zihinlerimizi korkuyla yakamayacakları, uygun adımla yürütemeyecekleri, radyodan bize bağıramayacakları yılların vahşi diyarlarına yüzyılları geçip ulaşma şansımız vardır.
Bradbury’nin diğer eserlerinde gördüğümüz otorite ve sansür kavramları Resimli Adam’da da çoğu kez tekrarlanıyor. Edgar Allan Poe, Lovecraft, Charles Dickens gibi yazarların sürgün edilmesini anlatan bir öykünün yanı sıra Mars’taki bir insanın Dünya edebiyatına ait kitaplarının yakıldığını gördüğümüz bir öykü de kitapta yer alıyor. Bu kavramların yanında inançlara, ırkçılığa, yalnızlığa ve savaşlara da değiniyor Bradbury.

Resimli Adam’ın, Sonbahar Ülkesi ile ilgili tek benzerliği ise ne yazık ki sirkler değil. Sonbahar Ülkesi’ndeki tüm öyküler ya ölümle başlıyor ya da ölümle bitiyor ve neredeyse Resimli Adam’daki tüm öyküler de ölümle bitiyor. Öykülerin sonunda kendinizi dehşete düşmüş bir halde dünyayı sorgularken bulmanız mümkün. Tüm bunlara ek olarak Resimli Adam’da en çok tekrarlanan motiflerden biri ise hiç kuşkusuz roketler. Roketler çoğu zaman bir olayın başlangıcı olarak karşımıza çıkıyor. Öyküler, roketler sayesinde sonlarına kavuşuyor diyebiliriz.
Roket Adam
Daha sonra Güneşin Altın Elmaları isimli öykü derlemesinde de yer alacak olan Roket Adam, belki de kitaptaki en duygusal öykülerden bir tanesi. Arada kalmışlığın çaresizliğini üç ayda bir evine gelen ve her seferinde kendi kendine evde kalacağına dair söz veren bir Roket Adam’dan dinliyoruz. Kendi evinde kalabilmesi için tutunacak bir dala ihtiyacı olan Roket Adam, evine her gelişinde ilk gününün büyük bir kısmını toprağa bir şeyler ekerek geçiriyor. Yalnızca Roket Adam değil, aslında tüm ailesi arada kalmışlığın acısını çekiyor. Oğlundan ve hayatının yarısından fazlasını uzayda geçiren eşinden başka bir hayatı olmayan bir kadının yaşadığı acıyı da görüyoruz. Eşini üç ayda bir yalnızca üç gün görebilen ve diğer tüm zamanları eşinden gelecek ölüm haberinin korkusuyla geçiren bir kadının intikamını eşini görmezden gelerek almaya çalıştığına şahit oluyoruz.
1
969 yapımı Resimli Adam filminden bir kare..
Hayatınız boyunca gerçekleşmesini dilediğiniz dilekleriniz var ancak var olan hayat rutininiz bunları gerçekleştirmenize izin vermiyor. Bu durumda belli bir miktar parayı gözden çıkararak en yakınınızın bile aradaki farkı anlayamayacağı bir kuklanızı yaptırabilirsiniz. Kukla, sizin günlük işlerinizle uğraşırken siz de hayallerinizdeki hayata kavuşursunuz. Ya da her şey ters teper ve bodrumdaki bir dolaba kapatılabilirsiniz. Kim bilir…
Başlama Saati
Bilimkurgudan ziyade daha çok bir korku öyküsü olduğunu düşündüğüm Başlama Saati’nde dünyanın dört bir yanında tüm çocuklar “İşgal” adlı bir oyunu oynar. Ebeveynlerin tipik çocuk oyunu olarak baktığı bu oyun aslında Marslıların, Dünya’yı istila etme planının bir parçasıdır. Marslılar, işgalin başarılı olabilmesi için insanların içlerine sızmaya karar verir ve bunun için de en iyi yol çocukları kullanmaktır. Hayal bile edemeyeceğimiz kadar korkutucu bir olayın parçası haline gelen çocuklar okuyucuyu rahatsız etmeyi başarıyor.
Tilki ve Orman
Zamanda Yolculuk A.Ş. ile dilediğiniz medeniyette ve dilediğiniz yılda hiçbir zorluk çekmeden tatilinizi zamanda yolculuk yaparak geçirebilirsiniz. Bu fırsatı 2155 yılının nükleer savaşlarla, baskılarla ve sansürlerle dolu dünyasından tamamen kaçmak için kullanarak yasaları çiğnemeyi de tercih edebilirsiniz. Tilki ve Orman, Güneşin Altın Elmaları’nda zamanda yolculuk yaptığımız öyküyü hatırlatabilir. Aradaki en büyük fark Tilki ve Orman’ın çok daha trajik bir sonla bitiyor olması.

Resimli Adam’ın içinde yer alan Roket Adam, Bitmeyen Yağmur, Sürgünler ve Roket adlı öyküler Güneşin Altın Elmaları isimli öykü derlemesinde de yer alıyor. İlker Sönmez‘in dilimize çevirdiği ve ittihaki yayınları bilim kurgu klasiklerinin 27. kitabı olarak yeniden basılan eserin dizi editörlüğünü Alican Saygı Ortanca, yayın hazırlığını ise Yankı Enki üstlendi.
 
Üst
Alt