- Katılım
- 26 Eyl 2016
- Mesajlar
- 654
- Tepkime puanı
- 13
- Puanları
- 0
- Cinsiyet
- Kadın
BAĞIŞIKLIK NEDİR?
Yeryüzünde yaşayan ve kısaca mikrop diye tanımlanan virüs
bakteri gibi zarar verici etmenlerin çeşitliliği göz önüne alındığında insanoğlunun böyle bir ortamda hastalanmadan yaşamını sürdürebilmesinin ne kadar güç olduğu ortadadır. Bu ortamda insanın yaşamasını sağlayan ve dış zararlı etkenlere karşı koyan vücudun savunma sistemine "bağışıklık sistemi" adı verilmektedir.
Vücudumuz kendi yapısını çok iyi tanımakta ve kendisine yabancı olan her türlü mikropları ayırt edebilmektedir. Vücut
kendisine yabancı mikropların yapısını tanımladıktan sonra bu yapıları etkisiz hale getirebilecek savunma cisimcikleri (antikorlar) yapar. Örneğin
kızamık geçiren bir çocuk bu nedenle yaşamı boyunca bir daha kızamığa yakalanmamaktadır. Ancak bir kez geçirildiğinde bile ağır seyreden ve ölüm
sakatlık
zeka geriliği gibi ciddi sonuçlara neden olabilen hastalıkların varlığı söz konusu olduğunda kişileri bu hastalıklardan korumanın ne kadar önemli olduğu kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Hastalıklardan korunmak için önerilen birçok yol olmasına karşın; korunmada en etkin
en güvenli ve en ucuz yöntem kişilerin aşılanmasıdır.
AŞI NEDİR?
İnsan ve hayvanlarda hastalık yapma yeteneğinde olan virüs
bakteri vb. mikropların hastalık yapma kudretlerinden arındırılarak ya da bazı mikropların salgıladığı zehirlerin etkisinin ortadan kaldırılarak sağlam kişilere verilmesi için geliştirilen biyolojik maddelere aşı denilmektedir. Aşı
kişileri hastalıklardan ve hastalıkların kötü sonuçlarından koruyabilmesi için
sağlam ve risk altındaki kişilere uygulanmaktadır.
Oluşan antikorlar vücutta uzun süre kalırlar ve bu süre içinde aynı mikrop vücuda tekrar girerse
bu mikrobun hastalık oluşturmasına fırsat vermeden ortadan kaldırılmasını sağlarlar. Herhangi bir aşının koruyucu etki gösterebilmesi için uygun yaşlarda ve uygun aralıklarla yapılması şarttır. Zira aşıların çocuklara hastalıklara yakalanma riskinin en yüksek olduğu dönemlerden önce yapılması gerekmektedir.
Başlıca aşı tipleri şunlardır;
Canlı aşılar: Aşı içerisindeki mikroorganizma canlı olmakla birlikte vücut için tamamen zararsız hale getirilmiştir. Verem
kızamık
kızamıkçık ve kabakulak aşıları buna örnektir.
Ölü aşılar: Aşıda kullanılan mikroorganizmalar öldürülmüştür. Ancak vücudu uyararak antikor dediğimiz koruyucu maddelerin yapılmasını sağlayacak özellikleri korunmuştur. Boğmaca aşısı buna örnektir.
Subünit aşılar: Aşıda kullanılan mikroorganizmalar öldürüldükten sonra parçalanarak
bu parçalardan vücudu uyararak koruyucu antikorların yapılmasını sağlayacak parçaları aşı yapımında kullanılmaktadır. Örnek olarak Hepatit B ve Grip aşıları verilebilir.
Toksoid aşıları: Bu tür aşılarda mikroorganizmaların kendileri kullanılmaz. Bazılarının ürettiği zehirler çeşitli kimyasal maddelerle işlenir ve hastalık yapıcı etkileri yok edilerek aşı yapımında kullanılır. Tetanoz ve difteri aşıları bu tip aşılardır.
AŞILAR ZARAR VERİR Mİ?
Günümüz modern teknolojisi ile üretilen aşılarda yan etki olasılığı hiç yok denecek kadar azaltılmıştır. Aşı uygulandıktan sonra çok nadir olarak vücutta ve aşı yerinde bir takım yan etkiler oluşabilir. Bu yan etkiler çok nadir olmakla birlikte genellikle çok yüksek ateş
aşı yerinde ağrı ve kızarıklık şeklindedir. Bu yan etkiler genelde kısa süreli olup doktor tedavisi gerektirmezler ve annelerin basit önlemler almasıyla kolaylıkla ortadan kaldırılabilir. Aşı uygulaması sonrasında çok nadir olmakla birlikte aşı bileşiminde bulunan maddelere karşı oluşan alerjik ve sistemik reaksiyonlar görülebilmektedir. Ancak bu reaksiyonlar
hastalığın oluşması ile ortaya çıkabilecek ağır sonuçların yanında mukayese edilemeyecek derecede önemsiz kalmakta ve çok daha hafif olmaktadır.
AŞILARIN YAPILMAMASI GEREKEN DURUMLAR
Zannedildiğinin aksine
aşıların yapılmasını engelleyecek faktörler çok kısıtlıdır. Halkımız tarafından inanılan ve bu nedenle çocukların aşıya götürülmesini engelleyen hafif ateş
ishal gibi durumların bir engel teşkil etmediği artık bilimsel araştırmalar ile kanıtlanmıştır.
AŞILARIN SAKLANMASI VE KORUNMASI
Biyolojik ürünler olarak bilinen aşı
serum ve bazı kan ürünleri
ısı
güneş ışığı
donma gibi dış etkenlerden kolayca etkilenip zarar görebilirler. Aşıların saklanmasında en ideal ısı +2 c ile +8 c arasındaki buzdolabı raf ısısıdır. Çocuğunuz için eczaneden aşı alırken buz aküsü ile almaya özen gösteriniz.
Yeryüzünde yaşayan ve kısaca mikrop diye tanımlanan virüs
Vücudumuz kendi yapısını çok iyi tanımakta ve kendisine yabancı olan her türlü mikropları ayırt edebilmektedir. Vücut
AŞI NEDİR?
İnsan ve hayvanlarda hastalık yapma yeteneğinde olan virüs
Oluşan antikorlar vücutta uzun süre kalırlar ve bu süre içinde aynı mikrop vücuda tekrar girerse
Başlıca aşı tipleri şunlardır;
Canlı aşılar: Aşı içerisindeki mikroorganizma canlı olmakla birlikte vücut için tamamen zararsız hale getirilmiştir. Verem
Ölü aşılar: Aşıda kullanılan mikroorganizmalar öldürülmüştür. Ancak vücudu uyararak antikor dediğimiz koruyucu maddelerin yapılmasını sağlayacak özellikleri korunmuştur. Boğmaca aşısı buna örnektir.
Subünit aşılar: Aşıda kullanılan mikroorganizmalar öldürüldükten sonra parçalanarak
Toksoid aşıları: Bu tür aşılarda mikroorganizmaların kendileri kullanılmaz. Bazılarının ürettiği zehirler çeşitli kimyasal maddelerle işlenir ve hastalık yapıcı etkileri yok edilerek aşı yapımında kullanılır. Tetanoz ve difteri aşıları bu tip aşılardır.
AŞILAR ZARAR VERİR Mİ?
Günümüz modern teknolojisi ile üretilen aşılarda yan etki olasılığı hiç yok denecek kadar azaltılmıştır. Aşı uygulandıktan sonra çok nadir olarak vücutta ve aşı yerinde bir takım yan etkiler oluşabilir. Bu yan etkiler çok nadir olmakla birlikte genellikle çok yüksek ateş
AŞILARIN YAPILMAMASI GEREKEN DURUMLAR
Zannedildiğinin aksine
AŞILARIN SAKLANMASI VE KORUNMASI
Biyolojik ürünler olarak bilinen aşı