786 Besmelenin Fazileti Önemi Nedir Besmele Zikri Kaç Kere Okunmalı

786-Besmele-Fazileti-ve-One-696x398.jpg.webp



BESMELE,Bismi’llâhi’r-rahmâni’r-rahîym” sözünün kısaltılmış şeklidir. İmam Suyuti “Besmele her kitabın anahtarıdır.” (Feyzu’l-Kadir, III/191) mealinde bir hadis olduğunu bildirmektedir. İlk yazılan, besmeledir. Âdem aleyhisselama ilk gelen, besmeledir. Müminler, besmele yardımı ile sırattan geçer. Cennet davetiyesinin imzası besmeledir. Bismillahirrahmanirrahim demek ise, her var olana, onu yaratmakla ve varlıkta durdurmakla, yok olmaktan korumakla iyilik etmiş olan Allahü teâlânın yardımı ile, bu işimi yapabiliyorum demektir.

Besmele, Allah’ın adı ile hareket etmek manasına geldiği için, mümin her işine Allah’ın adı ile başlamalıdır. Bu manayı insana ders vermek için Allah, kelâmına bu mübarek ayet ile başlıyor. Yani Kur’an ve surelerin besmele ile başlaması insana manen diyor ki;

“Her işinizde ve her amelinizde benim adımla, benim namımla başlayın ve benim rızam dairesinde hareket edin ki, bende sizi kul olarak kabul edeyim.”

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ

Bismillâhirrahmânirrahîm
Besmele Allah ile kul arasında kudsî bir bağdır. İnsan bu bağ ile Allah’ın sonsuz kudret ve rahmetini arkasına alıyor. ‘Besmele’, ‘Bismillâhirrahmânirrahîm’in adıdır. ‘Besmele çekmek’ de ‘besmele’yi okumak’ demektir.

Besmelede en önemli husus, Allah’ın ismini okumak ve onu, girişilecek işten önce zikretmektir. Bu öne alma, yardımın yalnızca Allah’tan isteneceğini ve manayı yalnızca Ona ait kılmak içindir. Besmelede de fiilin (yapılacak işi ifade eden fiilin) cümlenin sonuna bırakılarak Allah’ın isminin öne alınması, her şeyi yalnız Allah’ın ismine tahsis etmek içindir. Besmele, “Ne kendim ve ne de başkası yani, akla gelebilen hiçbir isim ile değil, ancak yüce Allah’ın ismi ile şu işime başlarım, başlıyorum.” demektir.(Elmalılı, I, 39-40)

Neden işlerimize başlarken eûzü besmele çekeriz?

Hz. Âişe anlatıyor;

Allâh Resûlü -sallallâhu aleyhi ve sellem- bir defâsında ashâbından altı kişi ile birlikte yemek yiyordu. Bir bedevî gelerek yemeği iki lokmada yiyip bitirdi. Resûl-i Kibriyâ Efendimiz :

“– Eğer bu kimse «bismillâh» deseydi yemek hepinize yeterdi. Öyleyse biriniz yemek yediği vakit «bismillâh» desin. Yemeğin başında bunu söylemeyi unutursa:

“Başında da sonunda da bismillah” desin!” buyurdu. (İbn-i Mâce, Et’ime, 7; Ebû Dâvûd, Et’ime, 15)

Allah cc. Bismillahta hayrı, hayırda Bismillahı bulan ve zikreden kullarından eylesin bizleri, amin.

Besmele Hakkında Rivayet Edilen Bazı Hadis-i Şerifler

(Kur’an-ı kerimin anahtarı, Besmeledir) [S. Ebediyye]

(Besmele her kitabın anahtarıdır.) [Hatîb]

(Besmeleyle yenen yemek bereketli olur.) [İbni Mace]

(Besmeleyle başlanmayan her önemli iş noksan kalır.) [Beyheki]

(Eve girerken Besmele çekilirse, şeytan, “Bu eve girmeme imkân yok” der, dönüp gider.) [Tibyan]

(Amel defterinde 700 Besmele bulunanı Allahü teâlâ Cehennemden çıkarır.) [Tergib-us-salat]

(Besmeleyle yazı yazanın haceti kolaylaşır, Allahü teâlâ da razı olur.) [Deylemi]

(Besmeleyle işe başlayanın günahları af olur.) [İ. Rafii]

(Yemeği Besmeleyle yiyip, sonunda Elhamdülillah diyenin, daha sofra kalkmadan günahları affolur.) [Taberanî]

(Besmeleyle yenen yemek bereketli olur.) [İbni Mace]

(Sıkıntıya düşen, “Bismillahirrahmanirrahim ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billahil aliyyil azîm” derse, her türlü sıkıntıdan kurtulur.) [Deylemi]

(Bin kere Besmele okuyanın dört bin büyük günahı af olur.) [Tergib-us-salat]

(Besmele yazılı bir kâğıdı yerden kaldıran, sıddıklardan yazılır.) [Tergib-us-salat]

(Besmelesiz koku sürünen, şeytanlara da koku sürmüş olur.) [İbni Sünni]

(Şeytandan korunmak için, yemeğe Besmeleyle başlayın!) [Taberanî]

(Su içerken Besmele çek, bitince de Elhamdülillah de ve üç nefeste için!) [İbni Sünni]

(Yemeğe başlarken Allahü teâlânın adını anın, yani Besmele çekin! Başında Besmele çekmeyi unutan, hatırladığı zaman, “Bismillahi alâ evvelihi ve ahirihi” desin!) [Ebu Davud, Tirmizi, Hâkim]

(Yemeğe başlayan kimse, Bismillahi desin. Bismillah demeyi unutursa hatırlayınca, “Bismillahi evvelehü ve âhirehü” desin.) [İbni Mace]

(Şeytandan korunmak için yemek yerken, istirahat ederken ve gece yatarken Besmele çekin!) [Taberanî]

(Helaya girerken çekilen Besmele, cinlerin gözüne perde olur, avret yerini göremezler.) [Tirmizî]

(Kapısını besmeleyle kapatan şeytandan korunur. Bir çubukla da olsa kapları Besmeleyle örtün!) [İ. Hibban]

(Şeytan, Besmele çekilmemiş yemeği kendine helâl görür.) [Müslim]

(Şeytandan korunmak için, eve girerken selam verin ve yemeği besmeleyle yiyin!) [Taberanî]

(Eve girerken Besmele çekilirse, şeytan, “Bu eve girmeme imkân yok” der, dönüp gider.) [Tibyan]

(Evden çıkarken “Bismillahi, tevekkeltü alallah, lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah” diyen, tehlikelerden korunur ve şeytan ondan uzaklaşır.) [Tirmizi]

(Ya Resulallah, çok yediğimiz halde doymuyoruz, yemeğin bereketi olmuyor) dediler. Resulullah, (Yemeği ayrı değil beraber yiyip Besmele çekilirse, bereketli olur) buyurdu. (İbni Mace)

Resulullah efendimiz, Besmele çekip suyu üç nefeste içer, bitince Elhamdülillâh derdi. (İ. Sünnî)

Risale-i Nurda Besmelenin Sırları

“Bismillahirrahmanirrahim’in binler esrar, sır vardır.”

Çünkü Lâfza-i Celâl vardır. “Bütün esma-i hüsnanın ifade ettiği manalar ile bütün sıfât-ı kemaliyeye Lâfza-i Celâl olan “Allah” bil’iltizam delâlet eder.” (Mesnevî-i Nuriye)

Bedîüzzaman Hazretleri On Dördüncü Lem’a’nın İkinci Makam’ını Besmeleye tahsis eder; Besmelenin rahmet noktasında parlak bir nûrunu altı sır içinde îzah eder.

Birinci Sır:

Kâinât sîmâsından, yeryüzü sîmâsına, yeryüzünden de insan sîmâsına; yani kâinâttan insana, yani arştan ferşe bir nûrânî satır gibi uzanan üç Rubûbiyet ve Ehadiyet disiplini vardır.

Bunlar: 1-Ulûhiyet, 2-Rahmâniyet, 3-Rahîmiyet

İkinci Sır:

Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan, hadsiz kesret-i mahlûkatta tezahür eden vâhidiyet içinde ukulü boğmamak için, daima o vâhidiyet içinde ehadiyet cilvesini gösteriyor.

Yani, meselâ, nasıl ki güneş ziyasıyla hadsiz eşyayı ihata ediyor. Mecmu-u ziyasındaki güneşin zâtını mülâhaza etmek için gayet geniş bir tasavvurve ihatalı bir nazar lâzım olduğundan, güneşin zâtını unutturmamak için, herbir parlak şeyde güneşin zâtını, aksi vasıtasıyla gösteriyor. Ve her parlak şey kendi kabiliyetince güneşin cilve-i zâtîsiyle beraber, ziyası, harareti gibi hassalarını gösteriyor. Ve her parlak şey, güneşi bütün sıfâtıyla, kabiliyetine göre gösterdiği gibi, güneşin ziya ve hararet ve ziyadaki elvân-ı seb’a gibi keyfiyatlarının herbirisi dahi umum mukabilindeki şeyleri ihata ediyor.

Öyle de, وَ لِلّٰهِ الْمَثَلُ اْلاَعْلٰى temsilde hata olmasın, ehadiyet ve samediyet-i İlâhiye, herbir şeyde, hususan zîhayatta, hususan insanın mahiyet âyinesinde bütün esmâsıyla bir cilvesi olduğu gibi, vahdet ve vâhidiyet cihetiyle dahi, mevcudatla alâkadar her bir ismi, bütün mevcudatı ihata ediyor.

İşte, vâhidiyet içinde ukulü boğmamak ve kalbler Zât-ı Akdesi unutmamak için, daima vâhidiyetteki sikke-i ehadiyeti nazara veriyor ki, o sikkenin üç mühim ukdesini irâe eden, Bismillâhirrahmânirrahîm‘dir.

Üçüncü Sır:

Ey insan! Madem rahmet böyle kuvvetli ve cazibedar ve sevimli ve medetkâr bir hakikat-i mahbubedir. Bismillâhirrahmânirrahîm de, o hakikate yapış ve vahşet-i mutlakadan ve hadsiz ihtiyâcâtın elemlerinden kurtul. Ve o Sultan-ı Ezel ve Ebedin tahtına yanaş ve o rahmetin şefkatiyle ve şefaatiyle ve şuââtıyla o Sultana muhatap ve halil ve dost ol.




-Alinti-
 
Üst
Alt