15. Yüzyılda Tarihi Metinler
15.Yüzyılda tarihî-destanî-menkıbevî eserlerin dışında tarihî olaylar ve şahıslar hakkında sağlıklı bilgilerin ve değerlendirmelerin yer aldığı eserlerin ortaya çıkmaya başladığı görülür. Bu anlamda 14. Yüzyılın ikinci dönemi şairlerinden sayılan Ahmedî’nin İskendernâme adlı mesnevisi içinde bir bölüm oluşturan Tevârîh-i Âl-i Osmân ilk örneğin görünmektedir. Asıl tarihî makaleler olarak değerlendirilebilecek bu tür eserler, aşağıda özet bilgiler eşliğinde verilmiştir.
Tevârîh-i Âl-i Osmân (=Âşık Paşazâde Tarihi) [Âşık Paşazâde]: Yazarı, Âşık Paşa’nın torunlarından olan 1484 tarihli bu eser, ilk mensur Osmanlı tarihi olarak kabul edilmektedir. Yazarı, Osman Gazi’den İkinci Murad’a kadarki dönem için, Yahşî Fakîh’in bugün elimizde bulunmayan tarihinden yararlanmış; İkinci Murad ve İkinci Mehmed devrini ise kendi gözlemlerine ve bilgilerine dayanarak yazmıştır.
Tevârîh-i Âl-i Osmân (=Oruç Bey Tarihi) [Oruc bin Âdili’l-kazâz Kâtibü’l-Edrenevî]: Osman Gazi devrinden 16. Yüzyılın ilk yıllarına kadarki dönemi kapsamaktadır.
Tevârîh-i Âl-i Osmân (=Cihânnümâ=Neşrî Tarihi) [Neşrî Mehmed]: Oğuz Türkleri, Selçuklular, Karamanlılar ve Osmanlı Devletinin kuruluşundan 1485 senesine kadar gelişen olaylar yer almaktadır.
Târîh-i Ebû’l-feth (=Tursun Bey Tarihi) [Tursun Bey=Tûr-ı Sînâ Bey]: Eserde İstanbul’un fethi ile 1488 yılları arası anlatılmaktadır. Arapça ve Farsça alıntıların fazla olduğu eserin dili ağırdır. Bu bakımdan klâsik Osmanlı Türkçesinin ilk örneklerindendir.
Bu mensur tarihler dışında Abdülvâsî Çelebi, Ahmed-i Rıdvân, Kemâl, Enverî ve Mu‘âlî gibi isimler, 14.Yüzyılda Ahmedî’nin başlatmış olduğu yoldan gidip manzum tarih yazmışlardır.
Der-Vasf-ı Ceng-i Sultân Muhammed Bâ-Mûsâ ve Hezîmet-i Mûsâ (Abdülvâsî Çelebi): 193 beyitten oluşan bu manzum tarih, Fetret Devriyle ilgili olup müellifin Halilnâme adlı eserinde yer almaktadır.
Nusretnâme-i Osmân (Ahmed-i Rıdvân): Yazar, 465 beyitlik bu eserinde Ahmedî’nin bıraktığı yerden aldığı Osmanlı tarihini 1500 senesine kadar getirmiştir.
Selâtînnâme (Kemâl): Bu eser, Osmanlı Devletinin kuruluş senelerinden Fatih devrinin sonuna kadar olan dönemi kapsamaktadır.
Düstûrnâme (Enverî): 3730 beyitlik bu eser, 17 bâbdan oluşmaktadır. Peygamberler, İslâm tarihi, Aydınoğulları, Süleyman Paşa’nın Rumeli fetihleri, Ankara Savaşı sonrasında gelişen olaylar, 1464’e kadar Fatih devri, Vezir Mahmûd Paşa gibi konular hakkında bilgiler içermektedir.
Heşt Bihişt Çevirisi (Abdülbâkî Sa‘dî): İdris-i Bitlisî’nin aynı adlı eserinin çevirisidir. Osman Gazi’den İkinci Bâyezîd’e kadarki 8 padişah döneminde yaşanan olayları anlatır.
Mu‘âlî’nin yazdığı Hünkârnâme ile Şehdî’nin Farsça eseri Tevârîh-i Âl-i ‘Osmân, bu dönemde yazılmış diğer manzum tarihlerdir.
Muhammed bin Acâ’nın Hz.Ebû Bekir ve Hz.Ömer zamanında Şam’ın Müslümanlar tarafından fethini anlattığı Arap tarihçi El-Vâkıdî’den aktardığı Fütûhu’ş-Şâm Tercümesi ve Bedr-i Dilşâd’ın Târîh-i İbn-i Kesîr adlı çevirisiyle, Enverî’nin henüz gün ışığına çıkarılamamış Teferrücnâme adlı bir tarihi de bu devrin tarihî eserlerindendir.
-Alinti-
15.Yüzyılda tarihî-destanî-menkıbevî eserlerin dışında tarihî olaylar ve şahıslar hakkında sağlıklı bilgilerin ve değerlendirmelerin yer aldığı eserlerin ortaya çıkmaya başladığı görülür. Bu anlamda 14. Yüzyılın ikinci dönemi şairlerinden sayılan Ahmedî’nin İskendernâme adlı mesnevisi içinde bir bölüm oluşturan Tevârîh-i Âl-i Osmân ilk örneğin görünmektedir. Asıl tarihî makaleler olarak değerlendirilebilecek bu tür eserler, aşağıda özet bilgiler eşliğinde verilmiştir.
Tevârîh-i Âl-i Osmân (=Âşık Paşazâde Tarihi) [Âşık Paşazâde]: Yazarı, Âşık Paşa’nın torunlarından olan 1484 tarihli bu eser, ilk mensur Osmanlı tarihi olarak kabul edilmektedir. Yazarı, Osman Gazi’den İkinci Murad’a kadarki dönem için, Yahşî Fakîh’in bugün elimizde bulunmayan tarihinden yararlanmış; İkinci Murad ve İkinci Mehmed devrini ise kendi gözlemlerine ve bilgilerine dayanarak yazmıştır.
Tevârîh-i Âl-i Osmân (=Oruç Bey Tarihi) [Oruc bin Âdili’l-kazâz Kâtibü’l-Edrenevî]: Osman Gazi devrinden 16. Yüzyılın ilk yıllarına kadarki dönemi kapsamaktadır.
Tevârîh-i Âl-i Osmân (=Cihânnümâ=Neşrî Tarihi) [Neşrî Mehmed]: Oğuz Türkleri, Selçuklular, Karamanlılar ve Osmanlı Devletinin kuruluşundan 1485 senesine kadar gelişen olaylar yer almaktadır.
Târîh-i Ebû’l-feth (=Tursun Bey Tarihi) [Tursun Bey=Tûr-ı Sînâ Bey]: Eserde İstanbul’un fethi ile 1488 yılları arası anlatılmaktadır. Arapça ve Farsça alıntıların fazla olduğu eserin dili ağırdır. Bu bakımdan klâsik Osmanlı Türkçesinin ilk örneklerindendir.
Bu mensur tarihler dışında Abdülvâsî Çelebi, Ahmed-i Rıdvân, Kemâl, Enverî ve Mu‘âlî gibi isimler, 14.Yüzyılda Ahmedî’nin başlatmış olduğu yoldan gidip manzum tarih yazmışlardır.
Der-Vasf-ı Ceng-i Sultân Muhammed Bâ-Mûsâ ve Hezîmet-i Mûsâ (Abdülvâsî Çelebi): 193 beyitten oluşan bu manzum tarih, Fetret Devriyle ilgili olup müellifin Halilnâme adlı eserinde yer almaktadır.
Nusretnâme-i Osmân (Ahmed-i Rıdvân): Yazar, 465 beyitlik bu eserinde Ahmedî’nin bıraktığı yerden aldığı Osmanlı tarihini 1500 senesine kadar getirmiştir.
Selâtînnâme (Kemâl): Bu eser, Osmanlı Devletinin kuruluş senelerinden Fatih devrinin sonuna kadar olan dönemi kapsamaktadır.
Düstûrnâme (Enverî): 3730 beyitlik bu eser, 17 bâbdan oluşmaktadır. Peygamberler, İslâm tarihi, Aydınoğulları, Süleyman Paşa’nın Rumeli fetihleri, Ankara Savaşı sonrasında gelişen olaylar, 1464’e kadar Fatih devri, Vezir Mahmûd Paşa gibi konular hakkında bilgiler içermektedir.
Heşt Bihişt Çevirisi (Abdülbâkî Sa‘dî): İdris-i Bitlisî’nin aynı adlı eserinin çevirisidir. Osman Gazi’den İkinci Bâyezîd’e kadarki 8 padişah döneminde yaşanan olayları anlatır.
Mu‘âlî’nin yazdığı Hünkârnâme ile Şehdî’nin Farsça eseri Tevârîh-i Âl-i ‘Osmân, bu dönemde yazılmış diğer manzum tarihlerdir.
Muhammed bin Acâ’nın Hz.Ebû Bekir ve Hz.Ömer zamanında Şam’ın Müslümanlar tarafından fethini anlattığı Arap tarihçi El-Vâkıdî’den aktardığı Fütûhu’ş-Şâm Tercümesi ve Bedr-i Dilşâd’ın Târîh-i İbn-i Kesîr adlı çevirisiyle, Enverî’nin henüz gün ışığına çıkarılamamış Teferrücnâme adlı bir tarihi de bu devrin tarihî eserlerindendir.
-Alinti-