Bir diyetisyen, huzurevinde geniş bir kalabalığa konferans vermektedir:
“Midemize indirdiğimiz herşey bizleri her an öldürebilecek kadar
tehlikelidir. Kırmızı et kanser yapar, gazlı içecekler midemizin dokusunu
tahriş eder, sebzeler öldürücü bakteriler barındırabilir, Çin yemekleri
karbonhidrat yüklüdür. Ayrıca hiçbirimiz içme suyunun barındırabileceği
mikropların uzun vadedeki etkilerinin farkında bile değiliz. Fakat bir
yiyecek vardır ki içlerinde en tehlikelisidir. Hepimiz onu mutlaka
yemişizdir ya da yemek zorunda kalabiliriz. İçinizde birisi en ciddi
rahatsızlıkları yaratacak ve uzun yıllar bizlere acı verebilecek bu
gıdayı tahmin edebilir mi ?”
Ön sıralardan 75’lik bir ihtiyar ayağa kalkar ve yanıtlar, “Düğün pastası.”
“Midemize indirdiğimiz herşey bizleri her an öldürebilecek kadar
tehlikelidir. Kırmızı et kanser yapar, gazlı içecekler midemizin dokusunu
tahriş eder, sebzeler öldürücü bakteriler barındırabilir, Çin yemekleri
karbonhidrat yüklüdür. Ayrıca hiçbirimiz içme suyunun barındırabileceği
mikropların uzun vadedeki etkilerinin farkında bile değiliz. Fakat bir
yiyecek vardır ki içlerinde en tehlikelisidir. Hepimiz onu mutlaka
yemişizdir ya da yemek zorunda kalabiliriz. İçinizde birisi en ciddi
rahatsızlıkları yaratacak ve uzun yıllar bizlere acı verebilecek bu
gıdayı tahmin edebilir mi ?”
Ön sıralardan 75’lik bir ihtiyar ayağa kalkar ve yanıtlar, “Düğün pastası.”