Aile-çocuk eğitimi

Zinet

New member
HanımZade
Katılım
26 Ara 2016
Mesajlar
1,067
Tepkime puanı
2,071
Puanları
0
Cinsiyet
Kadın
Screenshot_20190729_092903_com.instagram.android.jpg


Screenshot_20190729_092348_com.instagram.android.jpg
 

Zinet

New member
HanımZade
Katılım
26 Ara 2016
Mesajlar
1,067
Tepkime puanı
2,071
Puanları
0
Cinsiyet
Kadın
BİR ÇOCUĞUN AİLESİNE MESAJI

Beni şımartmayın, aslında her istediğim şeyi elde edemeyeceğimi biliyorum, sadece sizi deniyorum.

- Bana karşı kararlı davranmaktan çekinmeyin, bunu tercih ederim. Bu, benim kendimi daha güvende hissetmemi sağlar.

- Benim yanlışlarımı benimle uygun bir dille konuşarak kötü huylar edinmemi engelleyin. Bunların erkenden ortaya çıkarılmasında ve önlenmesinde size güveniyorum.

- Benim yanlışlarımı başkalarının önünde söylemeyin, benimle yalnız konuşursanız söylediklerinizi daha iyi anlarım.

- Sizden nefret ettiğimi söylediğimde üzülmeyin. Aslında sizden değil, doğru davranışları öğrenemeyeceğimi düşünerek kendimden nefret ediyorum.

- Herhangi bir olayın sonucunda beni kurtarmayın. Zor işlerden kaçmama fırsat vermeyin. Aslında bana acı vereceğini düşündüğünüz bu yollarla öğrenirim.

- Benim küçük hastalıklarımı büyütmeyin; bunları yenecek güçteyim.

- Düşüncesizce yerine getiremeyeceğiniz şeyleri yapacağınıza söz vermeyin. Bu sözler yerine getirilmediğinde çok kırıldığımı unutmayın.

- Kendimi istediğim kadar iyi anlatamadığımı unutmayın; bunun için ara sıra yanlışlarım olabilir.

- Dürüstlüğümü fazla zorlamayın; kolayca korkup yalan söyleyebilirim.

- Tutarsız olmayın. Bu, benim kafamı iyice karıştırır ve size olan güvenimi sarsar.

- Benden özür dilemeyecek kadar gururlu olmayın. Bazen içten bir özür beni size çok yakınlaştırabilir.

- Unutmayın ki büyümek için sizin anlayışınıza ve sevginize muhtacım, ama bunu size söylemem gerekmez değil mi?

FB_IMG_1566369210008.jpg
 

Zinet

New member
HanımZade
Katılım
26 Ara 2016
Mesajlar
1,067
Tepkime puanı
2,071
Puanları
0
Cinsiyet
Kadın
Screenshot_20190828_012804_com.facebook.katana.jpg


1.Oğlunuzu aşırı koruyup kollamayın , oğlunuzu 3 yaş sonrası koynunuzda yatırmayın. Bu oğlunuzun cesaret ve güven duygusunu zamanla yok eder.

2. Oğullarınıza sırtınızı dayamayın. Oğlunuzu “benim tek dayanağım”, “yaşama sebebim” gibi sözler söylemeyin.Bu çocuğunuza aşırı yük yükler zamanla oğlunuz yetersizlik duygularına gömülür.

3. “Ben senin mutluluğun için bu kadar çok çabalıyorsam sen de mutlu olmak zorundasın” sözlerinizle oğlunuz üzerinde baskı oluşturmayın.

4. Oğlunuzla asla koalisyon yaparak, eşinizi karşı tarafa atmayın. Unutmayın oğlunuzu babasından uzaklaştırmış olmakla onun hayatı yönetme konusunda modelini yok edersiniz.

5. Oğullarınızın asla hizmetkarı olmayın ve her istediğini yapmayın ki kadınları bir hizmetkar olarak görmesin .Oğlunuzu kendi işini kendisinin yapması için teşvik edin.
 

Zinet

New member
HanımZade
Katılım
26 Ara 2016
Mesajlar
1,067
Tepkime puanı
2,071
Puanları
0
Cinsiyet
Kadın
FB_IMG_1568190603459.jpg


Hiç düşündünüz mü?

Çocuklarımıza psikolojik ve fiziksel şiddet uygularken neden bu kadar rahat olduğunuzu?
Yada çocuğunuza öfkenizi kusarken yapmış olduğunuz davranışları; rahatça eşinize, dostunuza, ailenize yapabiliyor musunuz?

Tokat atmayı alışkanlık haline getirmiş birsürü aile gördüm.
İnanın bana çocuğunuza davrandığınız gibi etrafınızdaki diğer insanlara davransanız yanınızda kimse kalmaz.
Peki çocuğunuza neden bu kadar rahat davranıyorsunuz?
Çünkü O size muhtaç

Aynı şekilde tepki veremez,sizi terk edemez yada bağırıp çağıramaz.
Sadece susar veya ağlar. 10 dakika sonra gelir hiçbir şey yaşanmamış siz onu hiç üzmemişsiniz kalbi hiç kırılmamış gibi yine boynunuza sarılır.

Siz, size kötü davrananları bu kadar çabuk affediyormusunuz?
ETMİYORSUNUZ!!! Size 10 dakika önce hakaret edip tokat atan birine 10 dakika sonra asla sarsılmazsınız.Bağrınıza basmazsınız.Size biran önce sarılsın diye düşünmezsiniz. İçinize dert olmaz kırgınlığınız. Boynunuzu bükmezsiniz. Ama çocuğunuz boynunu büker; siz onu döversiniz ama o sizi affedin diye bekler.
Dayağı yer ama yinede sizi üzdüğünü düşünerek içine dert eder.
Sizi affetmek için sabırsızlanır.

Çocuklar çok masum. Onların bu masumluklarını kullanmayın.
Belki beden olarak size bir şey yapamazlar ama düşünce olarak terk ederler. Ruhlarında derin yaralar açarsınız. Telafisi zor durumlara sokarsınız. Vurmak, hakaret etmek kişinin acizliğindendir. Konuşmak anlatmak için erdem sahibi olmak lazım.
 

Zinet

New member
HanımZade
Katılım
26 Ara 2016
Mesajlar
1,067
Tepkime puanı
2,071
Puanları
0
Cinsiyet
Kadın
FB_IMG_1578401319592.jpg


MÜSAİT OLUNCA BENİ SEVER MİSİN ANNE ?

İçeri girer girmez neşeyle bağırdı:
Anne biliyor musun bugün yuvada ne oldu?
Görmüyor musun ? Telefonla konuşuyorum.
Herkesin sevdiği şey birbirine benzemiyordu. Annesi telefonu, babası arabayı seviyordu.
Her şey erteleniyordu, telefon ve araba söz konusu olduğunda... Bir de eve misafir gelecek oldu mu kendisine hiç yer kalmıyordu.

Nerelere gitseydi? Annesi kapattı telefonu.
Mutfaktan tencere sesleri geliyordu. Koşarak yanına gitti:
Sana yardım edeyim mi ? dedi, en sevimli halini takınarak. Annesi manalı manalı baktı:
-Hayırdır? Bir yaramazlık mı var? Bak bir de seninle uğraşmayayım. Çok yorgunum zaten.

Yorgunluk nasıl bir şeydi ? Bazen elinde oyuncağıyla uykuya daldığında anneannesi oyuncağı yavaşça elinden alır :
'Nasıl yorulmuş yavrucak. Uykunun gül kokulu kolları sarsın seni..'
diyerek alnına bir öpücük konduruverirdi.

Yorgunluk gül kokulu bir uykuya dalmaksa eğer, neden annesi kendisiyle böyle kızgın kızgın konuşuyordu.
—Anneciğim yorulduğun zaman gül kokulu uykulara dalarsın. Anneannem öyle söylüyor.
—Uykuya dalayım da, gül kokuları kusur kalsın. Yorgunluktan ölüyorum.

Bu kelimeden nefret ediyordu.'Yorgunum, yorgun olduğumdan, böyle yorgunken'....
—Anneciğim sen yorulma, diye...
—Yemekte konuşuruz çocuğum. Bankada işler yetişmedi. Baban gelene kadar bunları bitirmem lazım. Hadi sen oyna biraz.

Hani siz yoruluyorsunuz ya...Eeee....Ben de oynamaktan yoruluyorum. Ne yapayım bilmem?
Yapılmaması gerekenleri biliyordu da büyükler, yapılması gerekenleri hiç bilmiyorlardı.
Işıklar söndü birden.
Annesi öfkeyle söylenmeye başladı.

—Mum da yok! diye diye karıştırdı dolapları el yordamıyla.
Çocuk sırtüstü yatıp, anneannesinin köyünü düşündü. Gaz lambasının ışığında deli tavşan masalını anlatışını.
Deli tavsanın duvardaki aksini getirdi gözlerinin önüne. Anneannesi gibi iki ellerini birleştirip işaret parmaklarını yukarı kaldırarak
tavşan kafası yaptı.

''Bak deli tavşan'' diyerek parmaklarını oynattı. Yoldan geçen arabaların farları duvardaki tavşana yol açtı. Tavşan alabildiğine hür
dolaştı sağda solda. Otlarla kuşlarla konuştu. Sonra yorgun düştü. Duvardaki görüntü minik avuçların açılmasıyla kayboldu. Kolu yavaşça
kanepeden aşağı sarktı.
Sonra ışıklar geldi.

Kadın çocuğun hiç konuşmadığını akıl etti. Birden kanepeye koştu. Küçücük dizlerini karnına doğru çekerek uykuya dalmıştı.
Masanın üstündeki dosyalara baktı iğrenerek. Dindirilmez bir pişmanlık doldurdu içini.
Uyandırmaktan korka korka küçük alnına bir öpücük kondurdu.
Çocuk sanki bir ipucu bekliyormuşçasına aralanan gözleriyle mırıldandı;

— İşin bitince beni sever misin anne? dedi.


Kadın, sevilmek için randevu alan çocuğuna bakarak sabaha kadar ağladı...
 

Zinet

New member
HanımZade
Katılım
26 Ara 2016
Mesajlar
1,067
Tepkime puanı
2,071
Puanları
0
Cinsiyet
Kadın
BUNU MU İSTİYORSUNUZ?
• Çocuğunuz;
– Varsın, bir çivi bile çakamasın…ama, dersleri iyi olsun.
– Varsın, omuzlarda cenaze taşıyanlara bön bön baksın…ama, matematiği düzgün olsun.
– Varsın, evin çalan telefonuna cevap veremesin…ama, notları yüksek olsun.
– Varsın, eve gelen misafirlerinizle üç kelime konuşamasın…ama, fen lisesine gitmiş olsun.
– Varsın, ağlayan bir çocuk görünce ona gülsün…ama, sınıfın birincisi olsun.
– Varsın,kendisinin fazladan harçlığı olduğu halde; kantinden simit alamayan çocuklarla alay etsin…ama, öğretmenlerinin gözdesi olsun.
– Varsın, başını okşayıp hatırını soran bir yetişkine dönüp; “ Ya siz nasılsınız efendim…” diyemesin…ama, yabancı dili mükemmel olsun.
– Varsın, oyun arkadaşları olmasın…ama, sınavlarda “on” çeksin.
– Varsın;
– Taziye nedir,bilmesin,
– Başın sağ olsun ne demek, anlamasın,
– Geçmiş olsun kime denir,niçin denir, haberi olmasın,
– Uğurlar olsun, ne anlama gelir farkında olmasın,
– Ama… karneleri süper olsun.
– Evet…varsın, tek dostu olmasın…ama, iyi gelir getiren bir mesleği olsun…öyle mi…
• Bu çocuğu bu hale nasıl mı getirdiniz:
– Bandı üç ay geriye sararak, çocuğunuzla “nelerden ibaret” olan iletişiminizi dinlemek ister misiniz;
– “Oğlum, çıkar üstünü-başını…doğru derslerinin başına…
– Kızım, öğrenemedin gitti şu işi…hafta içi sokak-mokak yasak…
– Ne gezmesi…sen önce ödevlerini bitir.
– Oyun mu…gelmeyeyim yanına…
– Geçen dönemin berbat karnesini unuttuğumu sanma…
– Birazdan tek tek bakacağım ödevlerine…
– Yavrum, bıktım ama her akşam ders çalış demekten…
– Şu odanın hali ne küçük bey…
– Hayır efendim…siz de ana-baba olunca her akşam bol bol televizyon izlersiniz…
– Haftaya veli toplantısı var biliyorsun değil mi küçük hanım…
– Çocuklar…kesin şamatayı da elime sopa almayayım…
• Çocuğunuzla bilmem ama,bu tarzınızla kimseyle iletişim kuramazsınız.
• Mesela, çocuğunuz hakkında şunları hiç merak ettiniz mi:
– Elinin neye yatkın olduğunu,
– Gönlünün neler arzuladığını,
– Dilinin neye uyumlu olduğunu,
– Gözlerinin zevkini,
– Hangi oyunlardan hoşlandığını,
– Neleri “merak” ettiğini,
– Arkadaşları ile en çok hangi oyunları oynadıklarını,
– Hangi oyunlarda başarılı olduğunu,
– Futbolla ilgisini, basketle arasını, satrançla havasını…hiç merak ettiniz mi acaba.
– Bisiklet sürmeyi öğrenip öğrenmediğini,
– Resim dersiyle ilgisini,
– Müzikle arasını…hiç mi sormadınız…
• Öyleyse çocuğunuzla:
– Ayağı yere basan bir iletişim kuramazsınız.
– Her sözünüze tepkili olması,
– Lafı ağzınıza tıkaması,
– Bazen de sizi terslemesi,
– Hayallerinizin suya düşmesi…hep bundandır…canım kardeşim.
ÜSTÜN DÖKMEN

FB_IMG_1579225633904.jpg
 
Üst
Alt